İçindekiler
Günümüzde borç-alacak ilişkilerinin çoğalmasıyla birlikte, alacaklıların borçlarını hukuki yollarla tahsil etme ihtiyacı da artmıştır. Bu süreçte en sık başvurulan yollardan biri de icra takibidir. Borcun ödenmemesi durumunda, alacaklı yasal yollara başvurarak icra müdürlüğü aracılığıyla borç tahsili sürecini başlatabilir. Hem alacaklı hem de borçlu için önemli sonuçlar doğuran bu süreç, belirli prosedürleri ve süreleri içerir. Bu rehberde, icra takibinin ne olduğundan nasıl işlediğine kadar tüm detayları sade ve anlaşılır bir dille ele alacağız.
Detaylara geçmeden önce, icra söz konusu olduğunda merak edilen bir diğer kavramı da anımsatmak isteriz: E haciz nedir?
İcra takibi, borçlunun borcunu ödememesi halinde alacaklının icra müdürlüğü aracılığıyla başlattığı hukuki süreçtir. Bu takip, alacağın niteliğine göre farklı türlerde yapılabilir ve her biri kendi içinde farklı usullere sahiptir. Genellikle borçlunun ödeme emri ile karşılaşmasıyla başlayan bu süreçte, tarafların hak ve yükümlülükleri kanunla belirlenmiştir. Özellikle icra hukuku çerçevesinde yürütülen bu işlemler, devletin cebri icra gücünü temsil eder. Bu süreçteki önemli kavramlardan biri de ihtarnamedir. “İhtarname nedir?” içeriğimizde bu kavramı detaylı olarak ele almıştık.
İcra takibinin temel amacı, alacaklının hakkını yasal yollarla tahsil etmesini sağlamaktır. Bu süreçte iki ana taraf bulunur: Alacaklı ve borçlu. Alacaklı, borcun tahsili için takip talebi sunarken; borçluya da borcun ödenmesi ya da itiraz hakkı tanınır. Taraflar, sürecin çeşitli aşamalarında icra avukatı desteği alabilir.
Şirketler söz konusu olduğunda ise icra gibi yaptırımlara karşı bazı hakları bulunur. Bu hakların başında ise konkordato gelir. Eğer bu konu hakkında bilgi edinmek isterseniz “Konkordato nedir?” başlıklı içeriğimizi ziyaret edebilirsiniz.
İcra takibi, ilamlı ve ilamsız olmak üzere iki ana türe ayrılır. Alacağın dayanağı olan belgeye göre takip yolu belirlenir. Senet, çek veya mahkeme kararı gibi belgeler, takip türünün belirlenmesinde önem taşır.
İlamsız icra takibi, herhangi bir mahkeme kararı olmadan başlatılan takip türüdür. En çok başvurulan yöntemlerden biri olan ilamsız takipte, alacaklı doğrudan icra müdürlüğüne başvurarak borcun tahsilini talep eder. Bu işlem sırasında alacağın dayanağı genellikle senet, fatura ya da sözleşme olur. İlamsız icra takibi nedir sorusuna verilecek en kısa cevap; “Mahkeme ilamı olmaksızın başlatılan borç tahsil sürecidir.” şeklindedir.
İlamlı icra takibi ise bir mahkeme kararına, yani ilama dayanan takip türüdür. Mahkeme kararı kesinleştikten sonra alacaklı, bu ilama dayanarak icra takibi başlatabilir. İlamlı takipte ödeme emri tebliğinden sonra borçluya itiraz hakkı tanınmaz, ancak gecikme durumunda temerrüt faizi devreye girer. Bu yöntem, daha güçlü ve kesin sonuçlara ulaşma imkânı sunar.
İcra takibi başlatma süreci belirli adımlar içerir ve başvuru sırasında bazı belgelerin hazırlanması gerekir. Bu adımların eksiksiz şekilde uygulanması, sürecin sağlıklı ilerlemesi açısından büyük önem taşır.
İcra takibi başlatmak için öncelikle alacaklının icra müdürlüğüne takip talebi sunması gerekir. Bu talepte alacak miktarı, borçlunun kimlik bilgileri ve borcun sebebi yer alır. İlamsız takiplerde belge zorunluluğu olmasa da senet veya fatura gibi deliller sürecin güvenilirliğini artırır. Ayrıca, e-devlet icra sorgulama sistemi üzerinden de dosya durumları takip edilebilir.
İcra takibi, takip talebinin icra müdürlüğüne sunulması ve ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesiyle başlar. Tebliğ tarihi sürecin resmen başladığı gün olarak kabul edilir. Borçlunun bu tebliğe karşı belirli bir süre içinde itiraz etme hakkı vardır. Aksi halde takip kesinleşir ve haciz aşamasına geçilebilir.
İcra takibi başlarsa ne olur sorusu, özellikle borçlular tarafından sıkça sorulan bir sorudur. Bu süreç hem alacaklı hem de borçlu için önemli hukuki sonuçlar doğurabileceği için alacaklı da olsanız borçlu da olsanız mutlaka hukuki bir destek almanızı öneririz.
Borçlu, ödeme emrini aldıktan sonra yedi gün içinde borca ya da imzaya itiraz etme hakkına sahiptir. Bu süre içinde yapılan itiraz, icra takibini durdurur. İtirazın haklı bulunması durumunda takip iptal edilir, aksi halde alacaklı itirazın kaldırılması için mahkemeye başvurur. Borçlunun itirazı, sürecin kritik bir aşamasıdır ve profesyonel destek gerekebilir.
İtiraz edilmemesi ya da itirazın kaldırılması durumunda icra takibi kesinleşir ve haciz işlemlerine geçilir. Haciz, borçlunun menkul veya gayrimenkul mallarına el konulması anlamına gelir. Bu işlemler, icra hukuku çerçevesinde gerçekleştirilir ve rehinli mallar da bu kapsama girebilir. Haciz kaldırma işlemleri ise ancak borcun ödenmesi veya mahkeme kararı ile mümkündür.
İcra takibi süresi ve maliyeti, alacağın niteliği ve sürecin nasıl ilerlediğine göre değişir. Bu nedenle süreci başlatmadan önce masrafların dikkatli hesaplanması gerekir.
İcra takibi süresi; borçlunun itiraz edip etmemesine, mahkeme sürecine ve haciz aşamasına göre değişkenlik gösterir. İtirazsız dosyalarda süreç 1-2 ayda sonuçlanabilirken, itirazlı dosyalarda bu süre yılları bulabilir. Alacaklının takip yolları arasından doğru tercihi yapması, sürecin hızını etkileyen faktörlerden biridir. Aynı zamanda dosyanın takip edildiği icra müdürlüğünün iş yükü de süreyi etkileyebilir.
İcra takibi masraf hesaplama sürecinde harçlar, posta giderleri, tebligat ücretleri ve avukatlık ücretleri dikkate alınmalıdır. Özellikle icra mevzusuna hakim bir avukat ile çalışıldığında bu kalemler net olarak ortaya konulabilir. Senet, çek veya ilama dayalı takiplerde ek maliyetler oluşabilir. Masrafların önceden planlanması hem alacaklının hem de borçlunun süreci yönetmesini kolaylaştıracaktır.
İcra takibi, doğru bilgi ve zamanında atılan adımlarla yönetilebilecek bir hukuki süreçtir. İster alacaklı olun ister borçlu, bu sürecin temel kavramlarını ve işleyişini anlamanız olası hak kayıplarının önüne geçmeniz için en etkili yoldur. Takip yolları arasından doğru tercihler yapmanız süreci daha az maliyetli ve daha hızlı hale getirebilir. E-devlet icra sorgulama sistemlerini doğru takip etmeniz ve uzman bir icra avukatı ile hareket etmeniz bu zorlu süreci kontrol altına almanızı sağlayacaktır.