İçindekiler
Kendi işinin sahibi olmak isteyenlerin atması gereken ilk adım tabii ki şirket kurmak. Şirketi büyütmek ve bulunduğu sektörde ilerlemek ise bu adımla gelen değişimin bir parçası. Ancak biliyoruz ki bazen işler planlandığı gibi gitmez ve şirketler borçlarını ödemekte zorlanabilir. Bu noktada da konkordato kavramı devreye girer. Peki, konkordato tam olarak nedir, nasıl işler ve işletmeler için hangi avantajları sağlar?
Gelin, şirketler için iflastan kaçınmanın bir yolu olan konkordatoyu daha yakından tanıyalım.
Hukuki bir terim olan konkordato, borçlarını ödemekte güçlük çeken bir borçlunun alacaklıları ile yaptığı anlaşma anlamına gelir. Bu anlaşmanın, ticari durumu sarsılmış olan bir borçlu ile alacaklıları arasında olması gerekir. Anlaşma ise alacaklılar ile borçlu tarafın kendi aralarında anlaştıkları belirli bir plana göre düzenlenir. Bu borç ödeme ve alma planı da mahkeme tarafından onaylanarak hukuki zeminde netleştirilir.
Türk hukukunda konkordato, İcra ve İflas Kanunu’nun 285-309. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kanunda da belirtildiği gibi borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir. Böylece konkordato ilan eden borçlu, mahkeme gözetiminde borçlarını yapılandırma fırsatı bularak iflasın önüne geçebilir.
Konkordato, borçların belirli bir plan çerçevesinde ödenmesi ve böylece borçlunun mali durumunu toparlayabilmesi amacıyla ilan edilir. Bu anlaşma süreci ise genel olarak şu aşamalardan oluşur:
Tabii ki borçlu şirketin veya kooperatifin konkordato başvurusu yapabilmesi için belirli şartları yerine getirmesi gerekir. Bu şartları ise şu şekilde sıralayabiliriz:
Farklı nedenlerden dolayı şirketler mali sıkıntılar yaşayabilir. Bu sıkıntıların üstesinden gelmek ve iflasın önüne geçmek için de konkordato ilan edebilirler. Genel olarak şirketlerin konkordato ilan etme nedenleri ise şunlardır:
Nedenlerden de anlaşıldığı gibi şirketlerin konkordato ilan etmesinin temelinde gelir-gider dengesizliği yer alır. Bu nedenle her ölçekteki şirket için şirket harcamalarını takip etmek oldukça önemli bir konu.
Konkordato ilan etmenin şirketler açısından farklı boyutlarda etkileri bulunur. Çünkü konkordato süreci, şirketin finansal durumunu düzeltmesi için bir fırsat sunarken aynı zamanda şirket itibarı açısından olumsuz etki yaratabilir. Bunun için de konkordato ilan eden firmalar için bu sürecin hem avantajları hem de dezavantajları olur. Bu nedenle konkordato ilanının şirketler üzerindeki etkilerini daha iyi analiz etmek için bu süreci avantaj ve dezavantajları ile incelemekte fayda var.
Konkordato İlanının Avantajları:
Konkordato İlanının Dezavantajları:
Konkordato, genel olarak iflas kavramı ile karıştırılsa da bu anlaşmanın şartlarından ve sürecin işleyişinden de anlaşıldığı gibi bu iki kavram birbirinden farklıdır. Konkordato ile iflas arasındaki temel farkları ise aşağıdaki tablodan inceleyebilirsiniz:
Konkordato sürecinin işleyişinde de belirttiğimiz gibi konkordato başvurusu için borçlunun bazı belgeleri derlemesi ve bu belgeleri mahkemelere sunarak süreci başlatması gerekir. Buna göre de konkordato başvuru adımlarını şu şekilde sıralayabiliriz:
Tabii ki bir şirketin konkordato sürecini planlı bir şekilde yürütmesi için bu aşamada hukuki destek alması önemlidir. Bunun için de böyle bir durumda şirketler, süreci genellikle konkordato avukatları ile yürütür.
Konkordato süreci, hukuki detaylar ve ticari dinamikler açısından karmaşık olabilir. Bu nedenle süreci yönetmek için uzman bir konkordato avukatı ile çalışmak büyük önem taşır. Konkordato avukatları, başvuru sürecini yöneterek şirketlerin mali tablo ve hukuki belgelerinin hazırlanmasına yardımcı olur. Ayrıca alacaklılar ile müzakerelerde şirketi temsil ederek hem borçluya hem de alacaklılara uygun bir konkordato planı oluşturulması için rehberlik eder.
Kısacası konkordato, finansal zorluk yaşayan şirketler için önemli bir hukuki çözümdür. Bu sürecin etkili bir şekilde yürütülmesi ile borçlar yapılandırılabilir ve bir şirket için bitiş çizgisi olan iflasın önüne geçilebilir.
Tabii ki bir şirket, farklı nedenlerden dolayı finansal zorluklar yaşayabilir. Bu nedenlerden biri de kontrolsüz büyümedir. Eğer büyüme stratejileri belirlenirken bütçe göz önünde bulundurulmazsa bu durum, şirketin büyüme sürecinde mali sıkıntılar yaşamasına neden olabilir. “Peki, nelere dikkat edilmelidir?” diyorsanız büyüme sürecinde dikkat edilmesi gerekenleri keşfetmek için “Şirketinizi Büyütmek İçin 5 Yöntem” yazımızı okuyabilirsiniz.
Son olarak konkordato hakkında sıkça sorulan soruları cevaplayalım.
Konkordato, borçlarını ödemekte zorluk çeken veya ödeyemeyen şirketlerin alacaklıları ile anlaşarak belirli bir ödeme planı dahilinde borçlarını ödemelerine olanak tanıyan hakuki bir anlaşmadır.
Konkordato ilan eden şirketler, borçlarını yeniden yapılandırarak faaliyetlerine devam edebilir. Ancak bu süreçte şirket, borçlu statüsünde olacağı için ticari itibarları zarar görebilir ve finansal desteğe erişimleri daha zor hale gelebilir.
Konkordato başvurusundan sonra geçici mühlet 3 ay, kesin mühlet 1 yıl olmak üzere bu süreç ortalama 1-1.5 yıl sürebilir. Konkordato süreci genel olarak başvuru, mühlet kararı, alacaklılarla anlaşma ve mahkeme onayı aşamalarından oluşur.
İflasın eşiğinde olan ancak iflastan kaçınmak isteyen şirketler konkordato ilan edebilir. Ancak bu ilanın geçerliliği için şirket, borç durumunu ve yapılandırma ihtiyacını mahkemeye kanıtlamalıdır.
Konkordato, borçları yapılandırarak şirketin faaliyetlerine devam etmesine imkan tanırken iflas ise şirketin tamamen tasfiye edilmesi anlamına gelir.